MA’ARİF-İ LEDÜNİYYE

İmâm-ı Rabbânî Ahmed Sirhindî'nin (ö. 1034/1624) Ma'ârif-i Ledünniyye isimli eseri, seyr u sülûk, tasavvufta mânevî mertebeler, varlık (vücûd), Allah'ın zâtı ve sıfatları gibi konuları ele alan Farsça bir eserdir. "Ma'rife'' başlığını taşıyan 41 parça yazıdan oluşur. Bu eserin hicrî 1015-1016 (1606-1607) yılları arasında yazıldığı söylenir (Abul Hasan Ali Nadwi, Saviours of İslamic Spirit Lucknow 1983, III, 336). İmâm-ı Rabbânî farklı zamanlarda yazdığı notlarını bir araya getirmek sûretiyle bu eseri oluşturmuş olmalıdır. Eser farklı zamanlarda yazıldığı için içinde konu bütünlüğü bulunma maktadır. Bununla birlikte eserin ilk kısımları Allah'ın zâtı, sıfatları ve bunların dünyâ ile ilişkisi gibi hem kelâm, hem de felsefenin temel konuları hakkında yazarın tasavvufi yorumlarını ihtivâ eder. İmâm-ı Rabbânî bu eseri yazarken çoğunlukla kendisine gelen ilhâmları esas aldığı için esere Ma'ârif-i Ledünniyye (Allah katından gelen bilgiler, ilhâmlar) adını vermiştir.

Ma'ârif-i Ledünniyye'nin Farsça metni ilk kez Hâfiz Muhammed Ali Hân tarafından yayınlanmış (Râmpûr, Matba-ı Ahmedî, 1898), sonra 1965'te Lahor'da Resâil-i Müceddidiyye içinde (Resâil-i Müceddidi (nşr. Mahbûb İlâhî), Lahor 1965 içinde, s. 141-216), ardından 1968'de Karaçi'de Farsça metni ve Zevvâr Hüseyin Şâh'ın (ö. 1981) Urduca tercümesi ile birlikte neşredilmiştir. Bu Urduca tercüme hâricinde herhangi bir dile tercüme edildiği bilinmemektedir. Türkçe'ye de ilk kez tercüme edilmiş bulunuyor. Tercümede Karaçi ve Lahor baskıları esas alınmış, ayrıca Lahor baskısına nâşirin eklediği bölüm başlıkları da tercümeye katılmıştır. Konuların derinliği ve sık sık teknik terimlerin kullanılmış olması sebebiyle, tercümede mecbûren parantez içi sâdeleştirme ve açıklamalara yer verilmiştir.

İmâm-ı Rabbânî bu eserde zaman zaman vahdet-i vücûd düşüncesinin bazı yönlerine eleştiriler yöneltmektedir. Ona göre vahdet-i şuhûd (tevhîd-i şuhûdî), vahdet-i vücûddan daha üst bir mertebedir. Ancak bu eserde vahdet-i şuhûdun mâhiyeti hakkında derli toplu bilgiler bulunmamaktadır. İmâm-ı Rabbânî'nin ve bu eserin daha iyi anlaşılabilmesi için onun vahdet-i şuhûd telakkîsi hakkında bir miktar bilgi vermek faydalı olacaktır.