İlâhî şuûnlar, Allah'ın zâtı üzerine fer'dir, Allah'ın sıfatları da şuûnlar üzerine fer'dir (tafsîldir). el-Hâlik (yaratan) ve er-Râzık (rızık veren) gibi isimler, sıfatlar üzerine fer'dir (sıfatların detaylarıdır). Allah'ın fiilleri de isimleri üzerine fer'dir. Diğer varlıklar ise Allah'ın fiillerinin neticesi, fer'i ve tafsîlâtıdır. Allah Teâlâ en iyisini bilir. O hâlde anlaşıldı ki, Allah'ın şuûnları başkadır, sıfatları başkadır. Birinciler yani şuûnlar zâtın aynısıdır ve hâriçte mevcûddur. İkinciler yani sıfatlar zâta zâiddirler ve hâriçte mevcûddurlar. Bu farkı anlamayanlar, şuûnların sıfatlarla aynı olduğunu zannetmişler, şuûnlar gibi sıfatların da zâtın aynısı olduğuna hükmetmişlerdir. Böylece sıfatların hâricî varlığını inkâr etmişler, sıfatların hâriçte zâta zâid olduğu konusundaki ehl-i hakkın icmâına muhâlefet etmişlerdir. Gerçeğin gerçek olduğunu bildiren ve doğru yola ileten Allah Teâlâ'dır.